Bir Günde Devr-i Alem
Sendika üyemiz Fikret Şahin yazdı: 1 Mayıslarda kürsünün süreklilik kazanması ve gelenek haline gelmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
İnşaat işçileri olarak bu 1 Mayıs'ta yeni bir şey deneyimleme şansı bulduk.
Bu deneyim nedense farklı şeyler hissetmemize sebep oldu.
Mesela 1 Mayıslara genelde işçiler değil işçilerin tulumları davet edilirdi önceden. (Önceden demeye başlayabiliriz artık).
Bir işçi kürsüsü kurma fikri artık işçi tulumuna değil işçilerin kendilerine duyulan ihtiyacın bir göstergesidir.
Güçlü metaforlar ve süslü sözlerle kürsüleri kuşatmış olan sarı ve ak sendikaları sadece teorik değil pratik olarak da eleştirmek bizlere farklı yolların da var olabileceğini gösterdi.
Böylece işçiler olarak yaşadığımız sefaleti topluma anlatması için temsilci aramaktan kurtulduk.
Çünkü işçi kürsüsü kurmak aynı zamanda yaşanılan sefalete çözüm bulacak olanların yine kürsüde konuşan işçiler olacağı anlamına geliyor.
‘İşçilerin kurtuluşu yine işçilerin elleriyle olacak’ şiarının apaçık göstergesidir bu.
1 Mayıs işçilerin mi? Bayramı mı gerçekten?
Evet mi?
O halde bunca zaman neden işçilere kürsülerde söz hakkı verilmedi, kendi bayramını kutlamasına bile izin verilmedi?
İşçilerin sürekli etkisiz ve konuşmasını bilmeyen, sadece bayrak taşıması ve sloganlara eşlik etmesi için davet edilecekler olarak görülmesi, 1 Mayıs'ın aslında işçilerin bayramı olamadığı anlamına gelmiyor mu?
Hepimiz denk gelmişizdir…
Kadınlar, televizyonlarda kadınların sorunları ve gündemleri hakkında konuşanlar kadın değilse kıyameti koparıyor. Haklılar.
Biz neden kıyameti koparmıyoruz?
Biz işçilerden bağımsız iş sözleşmeleri imzalanıyor, aldığımız asgari ücret, bizim yerimize asgari ücret ile yaşamayacak olanlar tarafından belirleniyor, bizim yerimize kürsülerde konuşmalar yapılıyor.
Yahu bizim yerimize hep niye başkası karar alıyor?
Şunu apaçık belirteyim; İnşaat-Sen’i canı gönülden sahiplenmemizin en önemli sebebi biz işçiler kurduk diyedir.
Aynı şekilde işçilerin kürsüsüne de sahip çıkacak, kürsünün süreklilik kazanması ve gelenek haline gelmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
İşçilerin kürsüsü ilk adım işlevi görmüştür.
Diğer adımlar ise toplu iş sözleşmesi süreçlerine daha çok dahil olmak ve işçiler adına işçilerden bağımsız alınan tüm kararları reddetmek olmalıdır.
Mevcut kürsülerin baş aşağı durduğunu, kürsünün ayakları üzerine oturtulmasının tek koşulunun işçilere ait olmasından geçtiğini görmeliyiz. Bu deneyimi uzun zaman sonra ilk defa yaşayan oradaki topluluk, zamanla kaybetmiş olduğu tüm haklarını da sahiplenmeye başlayacaktır.
İNŞAAT-SEN Üyesi
Fikret Şahin